Diyarbakır’da kuran kursundan çıktıktan sonra kaybolan ve cesedi 19 gün sonra köyün yakınlarındaki derede çuval içinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetiyle ilgili davada, annesi, ağabeyi, amcası ile küçük kızı dereye gizleyen Nevzat Bahtiyar hakkında, “İştirak halinde çocuğu kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Ceza hukukçuları ise, iştirak halinde mahkûmiyet hükmü verilebilmesi için yine asli failin tespit edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. 8’i tutuklu 23 kişilik diğer aile bireyleri hakkında “Suç delillerini gizlemek, değiştirmek, ya da yok etmek” suçundan yürütülen soruşturmanın da ayrı tutulamayacağını, cinayet suçuyla arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu için 4 sanığın yargılandığı dava dosyasıyla birleştirme talebiyle dav açılması gerektiğini ifade ettiler.
KÖYÜN DIŞINDAKİ GÖLETİN YAKINLARINDA GÖRÜLDÜ İHBARI
Narin’in kaybolduğu gün ilk ihbarı tutuklu amca Salim Güran yaptıktan sonra küçük kızın cesedinin bulunduğu 8 Eylül gününe kadar jandarma ihbar yağmuruna tutuldu. Dosyaya yansıyan fotoğraf ve görüntülerde, Narin’n köyün 3 kilometre dışındaki ıssız bucaksız bir göletin yakınlarında görüldüğü ihbarı üzerine bu su birikintisinin bulunduğu gölette de Jandarma Arama Kurtarma timleri 2 gün boyunca arama yaptı.
BİYOLOJİK BULGU ÇALIŞMALARINA SÖZCÜ ULAŞTI
İhbar asılsız çıkınca tekrardan Eğertutmaz deresinde aramalar yoğunlaştı. Yine Narin’in olay gün saat 15.15’te okul kamerası açısından çıkıp yürüdüğü ve son olarak arkadaşları tarafından görüldüğü tepede de olay yeri inceleme ekiplerinin yakın zamanda içilmiş sigara izmaritleri üzerinde genotip inceleme yaptıkları SÖZCÜ’nün ulaştığı bu fotoğraflara yansıdı. Burada bulunan boş bir gübre çuvalı ile evine yakın noktada bulunan inşaat eldivenleri üzerinde parmak izi, DNA ve biyolojik bulgu incelemesi yapıldığı görülüyor. Yine dosyadaki delillere göre, ahırda öldürülmüş olabileceği değerlendirilen Narin’e ait evin ahırında da özel lazer ışıklandırma sistemiyle ahırın toprak zemininde ve duvarlarında da titizlikle delil arama çalışması yapıldığı, Narin’e ait DNA bulgusu arandığı fotoğraflarda yer alıyor.
“İŞTİRAK OLSA BİLE YİNE ASLİ FAİLİN BELİRLENMESİ GEREKİR”
SÖZCÜ’ye değerlendirmede bulunan ve halen yüksek yargıda görev yapan bir ceza hukukçusu şu değerlendirmede bulundu:
-Öncelikle iştirak halinde çocuğu kasten öldürmekten dava açılabilmesi için yine asli failin, yani öldürenin tespit edilmesi gerekir. Ceza hukukumuza göre asli fail belirlenecek ki, bu cinayete iştirak edenler de asli fail gibi cezalandırılsın. Maalesef iddianamede asli fail yok. Mahkeme yargılama sonucunda, dosyadaki delilleri somut, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak kabul ederse şayet, bu 4 kişiden birini asli fail kabul etmesi gerekir ki, diğer faillere de iştirak halinde kasten öldürme suçundan mahkûmiyet hükmü kurabilsin.
-Aksi halde asli fail belirlenemeden iştirakten ceza verilmesi mümkün olmaz. Olsa bile bu karar Yargıtay 1. Ceza Dairesinden bozularak geri gönderilir. Bir diğer husus ise, bir kısmı suç delillerini gizlemekten tutuklu olan aile bireyleriyle ilgili dosya. Bu dosya da cinayet dosyasından ayrı tutulamaz. Çünkü Narin’in öldürülmesiyle ilgili suç delillerini gizledikleri için dosyada fiili ve hukuki irtibat var. Bu nedenle yargılamanın tek dosya üzerinden yürütülmesi gerekir. Yani bu şüpheliler, Narin cinayetinin delillerini değil de, başka suç delillerini gizlemiş olsaydı o zaman ayrı tutulabilirdi.
-Ama küçük kızın öldürülmesiyle ilgili deliller gizlenmiş ise bu dosya birleştirme talebiyle 8. Ağır Ceza Mahkemesine açılmalıdır. Bu bile Yargıtay için bozma nedeni sayılabilecek gerekçelerden biridir.