Vodafone Türkiye CEO’su Aksoy: Adil rekabet koşulları sağlanmalı

5G ihalesi ve sabit genişbant lisansının uzatılması gibi gündemler nedeniyle Telekomünikasyon sektörünü hareketli günler bekliyor. Bu bağlamda, sektördeki mevcut durumu nasıl değerlendirirsiniz? Özellikle, internet hızı ve hizmet kalitesi için kritik olan fiber altyapı konusunda neler söylemek istersiniz?
Sektörümüzde genel olarak önemli gelişim alanları söz konusu ve köklü bir yapısal dönüşüm gerekli. 5G ihalesi ve sabit genişbant lisans uzatım süreci öncesinde bu dönüşümü gerçekleştirmek için önümüzde önemli bir fırsat penceresi var. Türkiye’de mevcut fiber uzunluğu 588 bin kilometre. OECD ortalamasının yakalanması için bunun yaklaşık 2 milyon kilometreye ulaşması gerekiyor. Bu bağlamda, baz istasyonlarına fiber bağlantı sağlanması da istediğimiz ve üzerinde çalıştığımız bir konu. Bu alanda yerleşik operatörle işbirliğine de her zaman hazırız. Paylaşım modellerine açık olduğumuzu pek çok kez ifade ettik ve bu konuda girişimlerde bulunduk. Ancak, talep edilen kira bedellerinin, altyapı kurulumunu sıfırdan bizim yapmamız durumunda ortaya çıkacak maliyetten dahi yüksek olması gibi nedenlerle girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Bu konuda rekabet ve yatırım ortamını iyileştirecek adil ve rasyonel müdahale ve düzenlemeler yapılmalı, paylaşım konusunda sonuç getiren bir yol izlenmeli. Baz istasyonlarının fiber bağlantıları için yerleşik işletmeci tarafından makul şartlar içeren ayrı bir tarife yayımlanması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda yapıcı adımlar görmeyi umuyoruz.
“ORTAK ALTYAPI ŞİRKETİ YATIRIMLARI HIZLANDIRIR”
Ortak altyapı şirketi kurulmasını savunuyorsunuz. Bu konuda bir gelişme var mı? Durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fiberi ülke genelinde hızla yaygınlaştıracak bir yatırım modeli geliştirilmeli. Ülke kaynaklarının verimli kullanılması için ortak yatırıma imkân sağlayacak bir ortak altyapı şirketi kurulmasının ülkemizde yatırımları hızlandıracağını düşünüyoruz. Ortak altyapı şirketi kurulması için Varlık Fonu’nun liderliğinde çalışma başlatılmasına yönelik geçmişte umut vaat eden girişimler oldu. Biz bu gelişmelerin önümüzdeki dönemde hız kazanması için somut adımlar bekliyoruz. Bu bağlamda, 2026’da sabit genişbant ile ilgili yapılacak lisans uzatım sürecini önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bu süreçte perakende ve toptan hizmetlerin ayrıştırılması gerekiyor. Fiber altyapının yaygınlaşmasının, altyapı sahipliğinin yapısal ayrışmayla tamamen bağımsız bir şirket tarafından yönetilmesi ile mümkün olacağına inanıyoruz. Ayrışma ile sadeleşmiş yönetim stratejileri; kurum içi etkin uygulamalar, yönetim motivasyonu ve nihayetinde genel verimliliğin artmasını sağlayabiliyor. Tüm operatörlere açık ve eşit hizmet veren bir altyapı firmasının varlığı, altyapının en verimli şekilde kullanımını sağlayacak, perakende piyasada artan rekabet ile yatırımın aboneliğe dönüşmesi hızlanacaktır. Bununla birlikte, fiber altyapının devredileceği şirketin, ister bir ortak altyapı şirketi olsun, ister başka bir şirket, mobil altyapıdakine paralel şartlarla lisans ücreti ödeyerek bu hakka sahip olması gerektiğini düşünüyoruz.
“YATIRIM-YÜKÜMLÜLÜK DENGESİ GÖZETİLEREK YAPILMASI ÖNEM TAŞIYOR”
5G ihale süreci hakkındaki düşünceleriniz neler? Süreç sizce nasıl ilerlemeli?
5G teknolojisi, ağırlıklı olarak, aldıkları hizmetin kalitesi artacak olan birey ve kurumlara fayda sağlayacak. Operatörler açısından ise 5G, verimlilik artışı sağlarken, eski nesil teknolojilere kıyasla yatırım maliyeti de artacak ve bir gelir sıçraması söz konusu olmayacak. 5G ihalesinin makul fiyat ve koşullarda, yatırım-yükümlülük dengesi gözetilerek yapılması önem taşıyor. Frekans tahsislerinin yüksek 5G performansını sağlayacak miktarda, orantılı ve ekonomik olarak uygun seviyede olan spektrum ücretleri ile yapılması, operatörlerin şebeke yatırımına daha fazla odaklanmasını sağlayacak. Operatörlerin makul bedellerle spektrum kullanım hakkını elde etmesi ve şebeke kurulumuna ilişkin yatırımlara daha fazla kaynak ayrılabilmesi için spektrum bantlarının zamanında hazır edilmesi ve planlanması, her yeni bant için tahsis edilecek frekans miktarının operatörlerin ihtiyacını karşılayacak minimum seviyede olması önem arz ediyor. Ayrıca, tahsis edilecek frekans dilimleri arasında yüksek asimetri olmasından kaçınılmalı. Bununla birlikte, kapsama ve kalite yükümlülüklerinin teknoloji bağımsız olması ve kapsamanın artırılması için teşviklere yer verilmesi önemli. Yerlilik yükümlülüğünün üreticileri teşvik edecek bir mekanizmaya dönüştürülmesi yerli yatırımları artıracaktır. Diğer yandan, sabit genişbant ile ilgili yapılacak lisans uzatım koşullarıyla 5G ihalesi arasında orantısız farklar olmaması ve adil rekabet koşullarının sağlanması gerekiyor.